Bin bir dert, harab gönül, uyku kimde ne gezer?
Bal kiraz dudakları, bağrıma mektup yazar.
İster düş, ister gerçek, sonunda beni üzer.
Bin hayal ile geçer, şu uykusuz geceler.
Boş yere darılmış yar, beni bırakmış susuz.
O, mışıl mışıl uyur, bense halâ uykusuz.
Ah etsem mi acaba, beni yakmış o ruhsuz?
Bin hayal ile geçer, şu uykusuz geceler.
Issız bir âlemdeyim, yaram yüreğim dağlar.
Teselli ne kâr eder, halime eller ağlar.
İki gözüm kan ağlar, yaramı eller bağlar.
Bin hayal ile geçer, şu uykusuz geceler.
Her şeyimi zehretti, bana bir vefasız yar.
Sevdaya düşen gönlüm, durmadan onu arar.
Ne cana, ne canana kimseler olamaz yar.
Bin hayal ile geçer, şu uykusuz geceler.
Yaşamak ne zor şeymiş, bu karanlık dünyada.
Yar, kucağın hasretle gelirse bazı yâda.
Garip gönlüm, feryadın benzemez bir feryada.
Bin hayal ile geçer, şu uykusuz geceler.
Dertliyim, dert açamam, gönlümde kalır tadı.
Aşıkım, vazgeçemem, dilimde onun adı.
Böyle de dert olur mu, ilacı bulunmadı.
Bin hayal ile geçer, şu uykusuz geceler.
Silinsin gözlerinin kalpleri yakan feri.
Ahımla, benim gibi sen de ol bir serseri.
Ah etsem de gönlümde yine vardır bir yeri.
Bin hayal ile geçer, şu uykusuz geceler.
Ellerin ellerinde gül dudakların solsun.
Zalim ellere düş ki, güzel saçların yolsun.
Taş yüreğin kırılsın, gamla kederle dolsun.
Bin hayal ile geçer, şu uykusuz geceler.
Güzellik bâkî değil, bir gün saçın ağarır.
Bir zaman sevda saçan o gül benzin sararır.
Gün olur, dünya, felek seni senden de alır
Bin hayal ile geçer, şu uykusuz geceler.
Benim artık ne gecem, ne aydınlık günüm var.
Severim seni zalim, senden ayrılsam da yar.
Hicranla harap olur, gönlümde açan bahar.
Bin hayal ile geçer, şu uykusuz geceler.
Gönlüm garip garip yar, sızlanır senin için.
Zehri de şifa sanır, gönlüm hep senin için.
Bunca zamandır yandım, güzel gözlerin için,
Bin hayal ile geçer, şu uykusuz geceler...